Toplumlar sürekli değişim içindedirler. Yirminci yüzyılda bu değişim insanlık tarihinde görülmediği kadar hızlı olmuştur. Bu değişimin bir tekâmül halini almasında halkın içinden çıkan aydınların çok büyük etkisi vardır.
Bir ülke, bir yöre, bir toplum adına ne derseniz deyin içinden çıkardığı münevverleriyle yükselir. Ülkemizin şu günlerde en çok ihtiyaç duyduğu insan tipi bu olsa gerek. Fikirler, ideolojiler aydınların omuzlarında yükselir ve aydınlar omuz vermedikleri zaman eski enerjisini kaybederler. Bahsettiğim kişiler halk ile irtibatı olan, kitleleri etkileyebilen, kitleleri arkasından sürükleyebilen samimi ve menfaatsiz insan tipleridir. Böyle tipler karşıt fikirlere sahip taraftarlar tarafından sevilmese de onlarda hayranlık uyandırır. Toplumun her kesiminden insanlar farkında olmadan az veya çok bu modellerden etkilenirler.
Ülkemizin güçlü şairlere, güçlü yazarlara, güçlü ozanlara, güçlü sanatçılara, güçlü öğretmenlere ve güçlü bilim insanlarına ihtiyacı var. Bu ihtiyaç son dönemlerde açlığa dönüştü. Bu açlık toplumun her kesiminde hissediliyor.
İnsanlarımız ne yazık ki parmakla sayılacak kadar az bulunan bu insanlara taşıyamayacağı yükler yüklemeye başlayacaktır; çünkü aydın olmak toplumun dertlerini, umutlarını sırtlanabilmek demektir. Bu yük ağır bir yüktür. Gerekirse bedel ödetecek kadar ağır bir yüktür. Sırtlanabilmek içinde, derya deniz olmanın ötesinde, iyiliği kötülükten ayırabilecek akla sahip olmak ve doğruyu söyleyebilecek cesarete sahip olmak gereklidir.
Ne yazık ki şu an umutsuzluk hâkim. Parti ve ideolojilerin esiri olmaktan kurtulamayan büyük bir kitle var. Bunu sadece bir topluluk için söylemiyorum bu pek çok kesim için geçerli bir durum.
Bu kavgalardan sıyrılıp eğitimi, bürokrasiyi, üniversiteleri, sağlığı, yoksulluğu, gelir dengesizliğini, bürokrasiyi, adam kayırmacılığı, endüstriyel gelişmeleri ve bunlar gibi pek çok şeyi tartışmalıyız. Bunu siyasetçilerin önderliğinden ziyade ülkenin entelektüellerinin önderliğinde tartışmalıyız. O zaman yollar açılır. Sorunlara çözüm yolları bulunur.
Yöremiz İçin
Ülkenin durumundan yola çıkarsak yerelinde benzer bir durumla karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz. Yukarıda söylediklerim, tümüyle olmasa da yöre içinde geçerlidir. Yöremizin de kendi içinden çıkan aydınlara ihtiyacı vardır. Yörenin sorunları da ancak bu şekilde çözüme kavuşacaktır.