Dağ yöresi insanı, genellikle geri kalmış bir bölgenin fakir ve mütevazı insanları olarak bilinir. Dağlılar, fakir olmakla birlikte ekmeğini taştan çıkaracak kadar çalışkan ve dürüst yaşamlarıyla daima takdir edilmiştir. Osmanlı arşiv belgelerinde dağ yöresi, medeniyetin nimetlerinden pek nasibini almayan bir bölge olarak anılırken, dağlılar da vatanına milletine son derece bağlı ve dürüst insanlar olarak vurgulanır. Dağ yöresinin Osmanlı Devleti için bir asker kaynağı olması ve Çanakkale Savaşları’nda en çok şehidi vermesi, dağlıların vatanseverliğine yeterli bir örnektir. Dağlıların çalışkanlığı ve dürüstlüğü, vakti zamanında bazı devlet adamlarının dikkatini çekmiştir. Bunlardan biri de Milli Mücadele’nin muzaffer komutanlarından ve Türk siyasal hayatına damgasını vuran İsmet İnönü’dür.
İsmet İnönü, Ankara’da ikamet ettiği Pembe Köşk için bir hizmetli ihtiyacı doğunca o sırada Harmancık krom madenlerini işleten dünürü Hayri Ögelman’a başvurur. Ögelman’dan dağlıların çalışkanlığını işiten İnönü, kendisinden hanesinde çalıştırılmak üzere çalışkan ve dürüst bir yörük genci göndermesini ister. Paşa’ya Harmancık’ın İshaklar köyünde ikamet eden 14 yaşında bir delikanlı olan Memiş Aydın önerilir. Babasının muvafakatını alan Memiş Aydın, 1954’ün sonlarında Pempe Köşke yerleşir. 1957’ye kadar İnönü’nün hizmetinde kalan Memiş Aydın, bu süreçte önemli devlet adamlarıyla tanışır ve İnönü ailesinin yaşam tarzına yakından şahit olur.
2017’de Memiş Aydın’la yaptığımız röportajda İnönü ailesi hakkında tarihe not edilecek ayrıntılara ulaştık. Memiş Aydın, o günleri yad ederken oldukça duygusaldı. Vefasından bir şey eksilmeyen Aydın, aile üyelerini anarken gayet saygılı ve ölçülüydü. Aynı zamanda bir dağlıya yakışır dürüstlük ve çalışkanlıkla vazifesini yaptığı için gururluydu.
Pembe Köşkte ikamet eden aile üyeleri, İsmet Paşa, karısı Mevhibe Hanım, annesi Cevriye Hanım, kızları Özden Hanım ve oğulları Erdal Beydir. Diğer oğul, Ömer İnönü, İstanbul’da ikamet etmektedir. Memiş Aydın, henüz çıraklık günlerinde İnönü’nün kızı Özden Hanım ve damadı Metin Toker Beyin düğünlerinde misafirlere hizmet eder. İnönü’nün annesi Cevriye Hanım’ın sevgisini kazanan Memiş Aydın, hanım efendinin yaşam tarzına dair ilginç bilgilere ulaşmıştır. Örneğin Cevriye Hanım, “’Benim oğlumu kötülüyorlar, benim oğluma sağır diyorlar. Acaba bu neden böyle oldu diye sormazlar mı?’’ diyerek sık sık yakınmaktadır. ‘’Oğlumun kulakları, cephelerde, savaşlarda, top seslerinden böyle oldu.’’ demektedir. Memiş Aydın, İnönü ailesinin günlük yaşamına dair şu çarpıcı bilgiyi nakleder:
“Boş zamanlarını Kur’an-ı Kerim kıraat ederek geçirirlerdi. Bilhassa Cevriye Hanım… Paşa Hazretleri onun odasının önünden geçerken ‘’Oğlum namazını kıl, ibadetini bırakma.’’ diye nasihat ederdi. Paşa, yatak odasına geçerken annesinin odasına muhakkak uğrardı ve bu öğüdü alırdı. Mübarek kadın, 90 yaşın üzerinde olduğu halde, gözlüksüz Kur’an okurdu, hayret ederdim. İşte bu cumartesi günleri Cevriye Hanım -tabi o günün benim tatil günüm olduğunu biliyor- beni çağırırdı. ‘’Oğlum bak şurada bozuk paralar var, otobüs parası verirsin, çay, kahve içersin.’’ diyerek bana harçlık verirdi. Mevhibe Hanım, tabi evin idarecisi olarak ayrı harçlık verirdi. Bu harçlık 3-5 lira olurdu, velakin o devirde büyük paralardı. “
Memiş Aydın, Pembe Köşk’te dönemin ünlü siyasetçileriyle tanışma fırsatı bulur ve onların sohbetlerine şahit olur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin ünlü sekreteri Kasım Gülek ve 1971 Muhtırası’ndan sonra hükümet kuran Nihat Erim, bunlar arasındadır. Nihayet memleket hasreti ağır basan Memiş Aydın, 1957’nin Mayıs ayında İsmet Paşa’dan müsaade ister ve Bursa’ya döner. İsmet Paşa, bundan sonraki meslek hayatında kullanmak üzere kendisine bir bonservis verir. Bonserviste şunlar yazılıdır:
“Yukarıda açık kimliği ve yazılı ve fotoğrafı yapışık bulunan Ahmet oğlu 1939 doğumlu Memiş Aydın, 12 Eylül 1954 tarihinden 4 Mayıs 1957 tarihine kadar mahiyetimde (sofracı) olarak çalışmıştır. Ve bu müddet içinde kendisinin hiçbir suretle sui hali görülmemiştir. Ve işinde doğru, dürüst olarak çalışmış ve kendisi iş kabiliyeti ile temayüz etmiş bulunmaktadır. Ve aynı zamanda çalışkanlığı ve dürüstlüğü ile kendisini muhitimizde iyi bir eleman olarak tanıtmış bulunduğundan ve iş kabiliyetinin de gayet geniş bulunduğunu ve uhdesine verilecek işleri bikhakkın doğru dürüst olarak ifa ettiğinden ve işden kendi ihtiyari ile ayrılmış bulunduğundan işbu bonservis tarafımdan tanzim ve tasdik kılınarak yedine verildi.
İmza/İsmet İnönü”
Tarih, belgelere göre yazılır ve analiz edilir. Fakat bazen belgeler de suskundur, sır vermez. Bu durumda yaşanmışlıklar, tarihi aydınlatan belgeler hükmüne geçer. Memiş Aydın, İnönü hanesi hakkında pek bilinmeyen veya yanlış bilinen bazı gerçekleri gün yüzüne çıkardı. Bize de bir tarihçi olarak bunları kamuoyuna aktarmak düştü.
Doç. Dr. Celil BOZKURT
c.bozkurt2000@hotmail.com