MAYIS BÖCEĞİNE GÜL KOKLATMAK ZULÜMDÜR

14 0

(DAĞDER’İN KRİPTOLARI VE KOVULMUŞ ŞEYTANIN PİSLİKLERİ)

(1.BÖLÜM)

(Bu yazı dizimizin 1. Bölümünde, Dernek yönetimine operasyon çekmeye çalışan kovulmuş şeytanlığı anlatacağız. İnşallah 2. Bölümde de bununla aynı ekipten kuyrukları ve bu kuyrukların şarlatanlıklarını anlatacağız.) 

Dağder bizim için sıradan bir dernek değildir.

Kuşkusuz Bursa’nın en büyük sivil toplum derneği olmasının yanında, bir Kültür Ocağı ve atadan, dededen yerli Bursalıların temsil mekanıdır.

Dayanışmanın ve birbirimizden haberdar olmanın vesilesidir. Kültürümüze ve şehrimize karşı sorumluluklarımızı ifa ettiğimiz, iyilik yapabilmek üzere el ele verdiğimiz güzel bir imkan ve oluşum zeminidir.

Hepimizin nazarında böylesine mühim meseleleri üstlenen bu derneğin “en büyük sorunu nedir?” diye sorsak, eminim pek çoğumuz ya derneğin ekonomik gücünün öneminden bahsedecek ya ‘siyaseti derneğe bulaştırmayalım’ diyecek ya da daha güçlü birlik ve beraberlik sergileyebilecek iradenin olması gerektiğinden bahsedecektir.

Fakat size iki dönemdir yönetimde her kademede çalışan birisi olarak şunu rahatlıkla söylemeliyim ki, bu derneğin en büyük sorunu ve en tehlikeli baş belası:

Operasyon çekmeye çalışa tiplerdir…

Yönetime girip de içeriden fitne çıkaran, milleti birbirine düşüren, güvensizlik ve bıkkınlık yaratan, haddi ve yetkisi olmadığı halde özel hayatları kurcalayan, ikilik oluşturan, grupçuluk yapan ve yönetim dışında başka mercilerden talimat alıp buna göre içeride operasyon çekmeye çalışan tiplerdir.

(Burada kastedilenler yasaları, tüzüğü ve temel ahlak formlarını hiçe sayan, düşmanlık gösteren, fitne ve kargaşa çıkartan, kurumun imkanlarıyla bu kuruma kara çalan tiplerdir. Yoksa yönetim anlayışına muhalif olup alternatif sunan, farklı fikir dile getirenler, yasalara ve tüzüğe uygun olarak demokratik haklarını kullananlar müstesnadır ve bunlar kastedilmemiştir)

Kalenin içindeki hainler!

Aslında bunlar kalenin içinde olan hainlerdir. Hep itibar suikasti peşinde olup kendilerine bu görevleri veren asıl abilerinin hatırına sürekli iyi niyetle hizmet edenlere ayak bağı olurlar, her çalışmayı küçümser ve karalarlar. Yönetim içinde ayrı bir grupturlar ama bunu ifşa etmez gizli yaparlar. Fırsat kollarlar, açık yakalamak isterler.

Pirincin içindeki siyah taştan kaygınız yoktur, onu görür, bilir ve kolayca ayıklarsınız. Fakat pirincin içinde olup da pirincin rengine bürünmüş beyaz taşların dişinize değmesi muhtemeldir ve asıl tehlikeli olanda budur.

Bu herifler çok pervasızdırlar. Eğer bir konuda kendilerine hesap sorulmayacağını anlasınlar derneğin imkânlarını heder etmeye, yağmalamayave güveni kötüye kullanmaya hazırdırlar.

Keçiyi satıp parasını cebine atarlar!

Mesela hayır için derneğe verilip de mezatta satışa konulan keçiyi güveni kötüye kullanarak satar ama parasını kendi ceplerine atarlar. Olay ortaya çıkınca ve yönetim bir soruşturma ile hesap sorunca da hiç utanmadan hem de yazılı beyanıyla ‘bana süre verin bu parayı ödeyeyim’ der fakat dernekten sıvışınca veya tekmeyi yiyince bir daha lafını etmez olur. Elbette hukuk yakasına yapışacaktır.

Herhalde bu zevatın keçi meselesi bilinçaltında kalmış olacak ki kendi facebook hesabından sürekli ‘keçeli çayları tazele’ tarzında sözler etmekte. Aslında diline gelen ‘keçi’ sözüdür ama ‘keçeli’ sözüyle sözüm ona boy gösterip gönül eyliyor zavallı.

Hemşehrilerimizden para alıp ceplerine atarlar!

Yine derneğin çıkardığı Dergi olan Güney Bursa dergisinde görev verme, yazı yazdırma vaadiyle bazı hemşerilerimizden para alıp onu da cebine atar. Mesele ortaya çıkınca ‘onu bağıştan sayalım, aidattan sayalım’ derler. O dönemdeki başkanları ise bunu bilir ama bu yaratıkların şerlerinden korktuğu için sesini çıkaramaz ve meseleyi bir şekilde kapatmaya çalışır.

Özel hayatın gizliliğini ihlal edip, telefon dinlerler!

Bu herif daha sonra boyundan büyük işlere kalkışarak Dağder Başkanının ve kendi beyanına göre yönetimdekilerin telefonlarını dinler.

 Bunu nasıl mı yapar?

 Bu konuda her seferinde başka bir hikâye anlatsa da ortada somut olan kayıtlar vardır. Bu kayıtları dinlettiği arkadaşların sözleri ve şikâyet dilekçeleri elimizdedir. Yine bu malum zatın verdiği yazılı ifade somut olarak elimizdedir ve kayıtların varlığını doğrulamaktadır.

Bu kayıtlar yasal bakımdan hadsiz ve suç teşkil eden mahiyette olduğu gibi, aynı zamanda ahlaksız ve saldırgan bir tavırdır. Düşmanlık beyanıdır ve iyi niyetten uzaktır. 

Yönetimden ve üyelikten atıldı…

Bu kayıtlar üzerinden ahlak ve namus ajitasyonu ile başkanı istifaya zorlayacak şebekliğe soyunur. Fakat bilmez ki yaptığı ve kullandığı yöntem suçtur. Her toplantıyı kendi açık ve gizli kuyruğu ile beraber provoke eder, kargaşa çıkartır. En sonunda millet uzun araştırma ve müzakerelerle bu şahsın asıl niyetini ve planını anlayınca bir komisyon çalışmasıyla meseleyi aydınlatır ve bu zevat yönetimden tekmeyi yer, atılır.

Artık o yaptığı şeytani iş gereğince hak ettiği karşılığı almış ve kovulmuş bir şeytanın sınıfına dâhil olmuştur.

Yaptığı taktik hata şudur; yönetimdekileri basite almış, küçümsemiş, elindeki kanuna aykırı ve suç teşkil eden malzemeye güvenerek operasyon çekmeye çalışmış ve herkesin bu baskılama ve yıldırmaya dayanamayıp kaçacağını ve meseleye bulaşmayacağını zannetmiştir. Fakat dönem değişmiştir. Böyle soytarılıklara alkış tutacak, tırsacak başkan da yönetimde mevcut değildir. Sonuna kadar aldığı görevin sorumluluğunu taşıyacak ve derneğe sahip çıkacak adam gibi adamlar mevcuttur. Bunu da yaşadığı süreç ile görmüştür, anlamıştır. Aslında tek anlayabildiği şey bu olmuştur.

Galiba bizim suçumuz da şu oldu; yılların verdiği tecrübe ve birikim ile iyi insanların hayır duası, işimize olan ciddiyet ve elbette ki Allah’ın yardımıyla bu pirinçteki beyaz taşları çok erken bir vakitte tespit edip ayıklayarak kaldırıp atmış olmamızdan kaynaklanıyor.

Bu cenah pek yeteneksiz ve ahmakça dolap çevirmekte…

Bir de bizim muhatap olduğumuz bu cenah pek yeteneksiz ve ahmakça dolap çevirmeye çalışan cinstendiler, bu sebeple pislik halleri kabak gibi ortada sırıtıverdi.

O derece ki operasyon çekerken kendileri baskın yediler.

Şimdi kala kala ellerinde sosyal medya üzerinden çamur atma hakaret etme ve yalan malzemeler ile tezviratta bulunma kaldı. Elbette bunu kullanacaktı.

Peki, rahat durur mu? Duramaz! Neden?

Bunun iki nedeni vardır; birincisi kendisine fazlasıyla yumuşak ve düzgün davranılmıştır. Pislikleri gerekmedikçe ifşa edilmemiştir, utandırılmamış ve yasal işlem ertelenmiştir. Bu arsız da kendince ‘nasıl olsa sadece konuşuyorlar ama bana bir zarar gelmiyor’ düşüncesine kapılmıştır.

İkinci neden ise yaşadığı kuyruk acısıdır. Operasyon çekerken ve elindeki malzemelere ve ekibine pardon kuyruklarına fazlasıyla güvenirken mağlup olmuş ve kendisi hak ettiği operasyonu yemiştir.

Bu hissiyata bağlı olarak facebook üzerinden kendi ismini kullanamadığı hesaplarla (genellikle taraftar toplamak için yöremizin ismini kullanır) saldırıya başlamıştır. Derneğin her yaptığı faaliyetle ilgili dezenformasyon yapar, karalamaya çalışır.Her gün sözüm ona bir hüner yumurtlar. Nasıl olsa yalan, iftira, karalama uzmanlık alanıdır.

Kuyruk acısı hafiflesin diye facebooktan caka satmaya devam eder. Tabi bunlara ne itibar eden vardır ne de beğenen. Ortada kala kala züğürt avuntusu ve çirkin bir böğürtü kalmıştır. Adam o derece güven ve itibar zaafına uğramış ki kendi ismini sosyal medyada kullanamıyor.Çünkü adı bilinse yazdığına kimse dönüp bakmayacak, o derece kendisinden uzak durulan bir zevat. Zaten şimdiye kadar hangi dernek çalışmasına girse yaka paça kovulmuş birisi. 

Hayır gecesini bile kara emellerine alet etti…

Bizi en çok kızdıran şey ise bir kardeşimizin hastalığı dolayısıyla yapılan hayır gecesini engellemek ve karalamak için gece gündüz yırtınması olmuştur. Çünkü böyle bir faaliyetin yönetime itibar kazandırıp memnuniyet yaratacağını bilmektedir.

Müzik ziyafeti çekiyorlar’ iftirasında boğuldu.

Sahne alınacak her faaliyette ortaya zıplayan herif, bu hayır gecesine hiçbir katkı sunmaz. Önce hayır ve dayanışma işi olan bu geceye ‘müzik ziyafeti çekiyorlar’ diye iftira eder. Geceye gelen sanatçı para almamıştır, para aldı diyerek sanatçıyı karalar ki duysun da konserden vazgeçsin, gece yarım kalsın ister. Hâlbuki verilen para sanatçının zaruri giderlerine ve beraber çalıştığı ekibine verilmiştir. Finansmanını ise dernek değil sponsorlar yapmıştır.

Hayır gecesinin salonunu engellemeye kalkıştı

Sonra kapalı spor salonunu tahsis eden Spor Müdürlüğünü arayarak şansını dener. ‘Vermeyin bu suçtur’ falan gibi laflar geveler ama yüzüne bakan olmaz. Ardından hemşerilerimizin kafasında yardımlarla ilgili şüphe uyandırmaya çalışır, fitne çıkartır. Valiliğe kalem kalem verilen hesaplarla ilgili şaibe yaratır, yalan yanlış söylenti ve facebook yayını yapar.

Ama hayır gecesiyle ilgili çocuğumuzun ailesinin yazılı teşekkürünü görmezden gelir, bir kelime dahi diline dolayamaz.

Bu teşekkür aynı zamanda bütün yaptığı zırvalamaya okkalı bir cevaptır ama herifte ne utanma ne de anlama çapı yoktur.

Ardından ilçe dernek koordinatörlerinden ulaşabildiklerine gider ve fitneye devam eder. Koordinatörler üzerinden köy derneklerini merkeze tavır aldırmaya çalışır. ‘Toplantılara gitmeyin, yönetimin istifasını isteyin’ diye kışkırtır. Tüm bunları elbette tek başına yapmaz, yapamaz. Dediğimiz gibi bunlar Dağderin her dönem içine sızan kripto şahsiyetsizleri olduğundan perde gerisindeki kuyrukları ve aveneleriyle beraber pisliğe devam ederler. Fakat dernek başkanları ferasetli davranıp bu fitneye katılmamışlardır. Sonuç yine avucunu yalamak olmuştur

Velhasıl dostlar bu kovulmuş kripto şeytanlıkların şerlerini anlatmakla bitiremeyiz. Ama galiba bu tiplerin karakterini en güzel tanımlayan üstat Einstein olmuştur.

Aptallığının kanıtı…

Einstein’a sormuşlar, bir kişinin aptal olduğunu nasıl anlarsın? O da demiş ki; aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi sürekli yapıp farklı sonuç almayı beklemektir!

Böylelerini görürseniz aptal olduğunu anlayabilirsiniz, demiş.

Bizim kripto zevatlar da hep aynı numaraları çevirip farklı sonuç çıkacağını zannediyorlar. Aslında Einstein bunları görmeden ne tür adam olduklarını anlamış olmalı. Büyük adam vesselam!

Dağder sahipsiz değildir. Ucuz numaralarla kaçacak, bıkacak, yılacak bir yönetim yoktur.

İyi insanların, iyilik yapanların, yükümüze omuz verenlerin, birliğimize katkı sunanların ellerini öperiz.

Fakat kişiliği ve niyetleri bozuk olanlara, kripto fitnecilere, bozgunculara, kanun ve tüzüğü yok sayıp keyfince ego tatmini yapıp, gösteriş merakında olanlara fırsat vermedik, vermeyiz.

Neyi nasıl hak ediyorlarsa da o minvalde haklarını da teslim etmeye kararlıyız. Bu yöre artık yıllardır süren ayak bağı meseleleri ve kişileri kestirip atmak zorundadır.

Karalıyız, yapacak çok işimiz var ve bunun için bir ve beraberiz…

Paralel bir yönetim oluşumuna çanak tutamayız.

Kovulmuş şeytanlara meyledemeyiz…

Otağımıza ok atanları da affetmeyecek kadar Yavuz torunuyuz evvel Allah

Bok böceklerine gül koklatamazsınız, bu onlara zulüm olur, onları hak ettikleri çöplüğüne göndermekse adaletin gereği olacaktır.

Mademki şeytanlık hünerinizdir o zaman;

Cehenneme kadar yolunuz var!

(Devamı gelecek, kripto kuyrukları unutmadık)

3 thoughts on “MAYIS BÖCEĞİNE GÜL KOKLATMAK ZULÜMDÜR

  1. DAĞDER’in çoluğumuzla çocuğumuzla ikinci bir evimizin olacağı bu adımlar oldukça önemli. KArıya kıza sarkan nereye girse bi baltaya sahip olamamış tiplerde ihraç edin dernekten. Bunlar virüstende tehlikeli Siyaset ve medya virüslerini yazmıştı yunus emre kardeşim aynı o tiplerden. saat başı yandan yamuktan fotoğraf paylaşıp çifter çifter facebook hesapalrıyla avcılık yapıyorlar.

  2. Madem açık açık konuşulmaya başlandı her şey, içimde kalmasın! 30 yıl önceki okul arkadaşlarımızla Derneğimizde kahvaltı organize edelim diye Dağder’i aradığımda yönlendirildiğim zevat, 25 kişilik Derneğimizin mekanını kullanma kirası olarak 750-800 TL talep etti.. Kahvaltılıklar da kendimize ait.. Çayda olursa 1250 TL dedi.. Bende daha güzel olan Belediyenin Tesisinde 480 TL ye Kahvaltı ve sınırsız çay ikramı ile arkadaşlarımızla buluşmamızı gerçekleştirdik.. 2016 yılında “ Dağder Başkanı Canlı yayında Dağder sayfa yöneticileri nerede “ diye sosyal medyada yaptığım yoruma istinaden beni engelleyen zevat kimse onuda unutmadım!!!

Ziya Aydemir için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Next Post

Keles'te berberler boykotta!

Keles Belediye Meclis Üyesi Ahmet Zekai Yıldız sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada: “Korona tedbirleri nedeniyle tek kullanımlık önlük, eldiven vb. masraflarının eklenmesi sonucu Esnaf Odasından zam isteyen Kelesli Berberler iş yeri boykotu yapıyorlar.” dedi. Okunma: 1.931

Dagder.org.tr'yi ziyaret ettiniz mi?

http://dagder.org.tr/