Her yıl kutlamalarda konuşmalar yapılır, şiirler okunur, neşe içinde kutlanır cumhurun (HALKIN) bayramı. Devlet büyüklerimiz mesajlar yayınlar. Cumhuriyetin ne zorluklarla kurulduğu, halkın ne sıkıntılar çektiği, Osmanlının nasıl bittiği, emperyalistlerin yurttan nasıl kovulduğu, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarıyla ordumuzun kahramanlıkları anlatılır. Burada belirtemediğim daha nice güzel başarılar anlatılır. Bana göre az bile anlatılır, daha fazla anlatılmalı. Çünkü Cumhuriyet bunu hak ediyor.
Cumhuriyet bayramı kutlamaları dendiğinde, Osmanlı imparatorluğunun yabancılar tarafından nasıl çökertildiği, Atatürk önderliğinde kurtuluş savaşının nasıl kazanıldığı ilk aklıma gelenler. Bir de Cumhuriyet nedir? Sorusuna verilen HALKIN KENDİ KENDİNİ YÖNETMESİDİR cevabıdır. Ve bizim için çok değerlidir. Çok kıymetlidir.
Bütün bunlar çok ama çok doğrudur, yani hatırladıklarımız anlatılanlar. Yukarıda belirttiğim gibi Cumhuriyet bunların daha fazlasını hak ediyor. Evet, Cumhuriyet halkın kendi kendisini yönetmesidir. Bu cümle basit bir cümle değildir. Bununla ilgili kitaplar yazılmıştır. İnsanlık tarihinin yaşayarak filozoflarının yaşanmışlıklardan ürettiği düşüncelerle oluşmuş bir yönetim şeklidir.
Türk Milleti için cumhuriyet kat kat daha kıymetli ve değerlidir. Yukarıda aklımıza ilk gelenler diye belirtirken amacım, asıl bizim için niye kıymetlinin bazı yönleri vurgulanmadığını belirtmekti. Cumhuriyeti kıymetli ve değerli yapan bizim için işgal edilmiş bir ülkeyi yokluk içinde, zor şartlar altında, kanımızın son damasına kadar topyekûn savaşarak kurtarıp, bağımsızlığı kazanmaktı. Bu çok önemliydi. Bu olmadan, bağımsızlık olmadan, hiç bir şey olamazdı.